DENZDEN GELEN LEZZET hepsi zip
DENİZDEN GELEN SAĞLIK
İçindekiler
Hangi ot ve baharatlar balıkla gider |
2 |
Balık nasıl alınır ve saklanır |
3 |
Balık nasıl temizlenir |
4 |
Hangi mevsimde hangi balık yenir |
5 |
Buğulamalar |
9 |
Deniz ürünlü yemekler |
15 |
Fırın ve ızgaralar |
26 |
Hamsi yemekleri |
33 |
Salatalar |
42 |
Tavalar |
44 |
Tuzlama ve konserveler |
50 |
Soslar |
52 |
Mezeler |
54 |
GENEL BİLGİLER
Hangi ot ve baharat hangi balıkla
gider?
Baharatların büyük bir
kısmının üretim yeri uzak doğudur. Çin’de, Hindistan’da ve Güneydoğu Asya’da üretilen
baharatlar uzun yıllar boyu "İpek Yolu" diye bildiğimiz, ülkemizden geçen ticaret yolu ile ve kervanlarla Avrupa’ya
taşınmıştır. Bu transit ticaret nedeniyle ülkemiz insanı da baharatlarla tanışmış
ve bunları, uzakdoğu kadar olmasa bile geniş biçimde kullanmaya başlamıştır.
Otların bir kısmı
ise ülkemizde üretilmekte, bir kısmı ise ithal edilmektedir. Otlar da baharatlarla birlikte yemeklerimizi tatlandırmakta
kullanılmakrtadır. Aynı şekilde ot ve baharatlar balık ve sair deniz ürünleri yemeklerinde de kullanılmaktadır.
Bu nedenle ot ve baharatların kısa tanımları ile kullanıldığı deniz yemeklerini aşağıda
sunmaya çalışacağız. Burada yalnız Türk mutfağındaki değil, bulabildiğimiz kadarıyla
bütün Dünya mutfaklarındaki kullanımlar esas alınmıştır
Fesleğen: Yengeç, istakoz ve karides gibi kabuklu deniz ürünlerinden yapılan yemeklerde.
Defne yaprağı: Bilumum balık buğulamalarında, haşlamalarda, balık şişte
Keraviye: Buğulama, haşlama ve dolmalarda
Zencefil: Şark usulü bütün balık yemeklerinde, kavurmalarda, istakozda, sos yapımında,
midyede
Köri: Uzakdoğu balık yemeklerinde, zencefile alternatif olarak (zaten içinde zencefil vardır)
Mercanköşk: Balık yanında sunulan tereyağında, soslarda ve dolmalarda
Hardal: Toz halinde güveçlerde, yapılmış olarak yengeçle
Muskat: Yengeç ve istakozla
Nane: Balık ızgaralarda, balık çorbasında, cumbo karides tavada
Paprika: Dolma ve güveçlerde
Maydanoz: Balık yanında sunulan tereyağında,soslarda (özellikle limon sosunda), dolmalarda
Karabiber-beyaz karabiber (tane ve toz): Bütün balık ve deniz ürünü yemeklerinde marine etmek ve tadlandırmak
için
Kırmızı biber (toz veya pul): Buğulama ve haşlamalarda, çorbalarda, güveçlerde
Adaçayı: Dolma ve güveçlerde
Kekik: A.B.D.’de bütün deniz ürünleri ile birlikte
Tarhun: Fırın ve soslu balık yemeklerinde
Biberiye: Tadı nispeten yavan olan balıkların fırın, soslu fırın, kavurma
ve yahnilerinde
Sarmısak: Buğulamalarda, soslarda, kavurmalarda, çorbalarda, zeytinyağlı soslarda
Ceviz: Tarator ve benzeri soslarda
Badem: Cevizin kullanıldığı yerlerde alternatif olarak
Kapari: Turşu halinde buğulamalarda
Balık nasıl alınır
ve saklanır?
Yapacağınız
yemeğin tatlı ve sağlıklı olması için balığın alınmasının ve saklanmasının
çok iyi bilinmesi gerekir, çünkü kırmızı etlerde olduğu gibi uzun süre dinlendirilmeye ve terbiyeye gelmez.
Tazeyken veya tazeliğini muhafaza ederken tüketilmesi gereklidir. Bu nedenle dondurulacak balığın da satın
alınırken taze olması gerekir. Taze balığın görünüşü son derece canlı olur. Taze balık
ile bayat balığı aşağıdaki farklılıkları ile anlıyabiliriz.
1. Taze balığın gözleri
parlak ve dışa bombeli olur. Balık tazeliğini yitirmeye başlayınca gözleri buğulanmaya
başlar ve daha sonra içeri çöker.
2. Taze balığın derisi
gergin ve parlak olur. Pulsuz balıklarda bayatlamaya başladıkça derisinin parlaklığı azalır
ve özellikle karın tarafında buruşmalar meydana gelir. Taze balığa parmakla dokununca meydana gelen
çukurluk anında düzelir. Halbuki bayatlamış balıklarda bu iz kalır. Balığın parlaklığıyla
yetinmemek gerekir. Çünkü tezgahtaki balıklara devamlı su serpildiği için parlak görünebilirler.
3. Taze balığı başından
tutup kaldırınca kuyruğu aynen tepsideki gibi dimdik kalkar. Halbuki bayat balığı bu şekilde
kaldırınca kuyruk kısmı aşağı doğru sarkar.
4. Taze balığın solungaçları
canlı kırmızı olur. Balık bayatladıkça bu renk değişir. Ancak bazı balıkçıların
solungaçları kırmızı mürekkep ile boyadklarını belirtmek lazım. Solungaçlardan aşağı
doğru akan kırmızı sıvıyı çok kişi kan zannedersede aslında bu mürekkeptir. Böyle
bir aldatmacaya başvuran tezgahtan kesinlikle balık alınmamalıdır.
5. Taze balık hemen hemen kokusuzdur.
Bayatlamaya başlayınca asit kokusu yaymaya başlarlar.
6. Pullu balıkların pulları
tazeyken vücuda sıkıca yapışıktır. Elimizi kafadan kuyruğa doğru sürtünce pulların
gelmemesi gerekir.
Balığın alınması
kadar saklanması da çok önemlidir. Balıklar genelde oda sıcaklığında(20oC) 20 saat süre ile
tazeliklerinden bir şey kaybetmeden durabilirler. Bu kış ayları için geçerli olup yaz aylarında klimasız
mahallerde bu süre oldukça kısalır. Eğer bu süre 20 saati geçecekse muhakkak temizlenip buzdolabına konulmalıdır.
Buzdolabının +5oC’lık hacminde 3 gün, tek yıldızlı buzdolaplarının buzluklarında
ki, buranın sıcaklığı 0 ila –5oC arasındadır, 14 gün saklanabilir. Daha uzun süreli
saklamalar muhakkak üç yıldızlı buzdolaplarının –18oC’lık "deep-freeze"lerinde veya
bağımsız "deep-freeze"lerde yapılmalıdır. Deep-freeze"lerde saklama süreleri hamsi, sardalya
gibi küçük balıklar için 3 ay, 3 ila 4 adedi bir kilo gelen çipura,lüfer gibi balıklar için 5 ila 6 ay. Beheri 1
kilodan büyük balıklar için ise 6 ila 8 aydır. –25oC’lık "deep-freeze"lerde ise bu süre yaklaşık
%50 artar.
Balıkların dondurulmadan
önce temizlenmesi gerektiğini belirtmiştik. Ancak hamsi, sardalya ve gümüş gibi balıklar bunun istisnasıdır.
Bu balıkların temizlenmeden saklanması gerekir. Dondurduğunuz balıkları çözdüğünüz taktirde
tekrar dondurmamalısınız bakteri üremesi açısından sakıncalı olabilir. Bu nedenle donduracağınız
balıkları aile nüfüsunuza göre iki veya üç kişilik porsiyonları içeren öğünlere bölerek dondurmak
yukarıdaki problemin halli için tavsiye edilir. Balığı dondurmadan önce porsiyonlara bölüp aluminyum folyo
veya asetat ile ambalajlamalı, ve üzerine balığın cinsini, dondurulduğu tarihi içeren bir etiket
(stiker) yapıştırmalısınız. Ambalajları önce buzdolabının 0 ila +5oC’lık
bölümünce birkaç saat soğutmalı, bilahare derin dondurucuya koymalısınız. Bu işlem esnasında
derin dondurucunuzu "şoklama" konumuna getirmelisiniz.Balığı çözeceğiniz zaman ise, iri balıkları
buzdolabının normal kısmına alıp bir gün dinlendirerek çözebilirsiniz. Haşlanmış küçük
karidesleri ise hemen sıcak suya atabilirsiniz.
Balıkları dondurmadan
önce hafifce tuzlamakta yarar vardır. Eti diriliğini muhafaza eder.
Balıkları donmuş
olarak muhafaza ederken dikkat edilecek önemli bir husus ta çözülmüş balıkları tekrar dondurmamaktır.
BALIK NASIL TEMIZLENIR
Balıkları balıkçınızdan
temizlenmiş ve isteğinize göre parçalanmış alabilirsiniz. Ancak balıkçılar küçük balıkları
genelde temizlemek istemezler. Pulsuz ve küçük boydaki balıkları temizlerken bıçağa gerek yoktur. Balığı
sol avucunuzun içine alıp sağ elinizin işaret ve baş parmağı vasıtasıyla balığın
kafasını kopararak ve sonra baş parmağınızı karnına sokup yararak temizleyebilirsiniz.
Ardından bol suyla iyice yıkamanız gerekir.Balıkları kılçıklı bırakabileceğiniz
gibi, pişireceğiniz yemeğe veya kendi arzunuza bağlı olarak fileto da çıkarabilkirsiniz. Bu
işlem için karnını yardığınız parmağınızı hiç çıkarmadan kuyruğa
kadar yürütmek ve sonra kılçığı ileri geri hafifce oynatıp yumuşak hareketlerle yerinden çıkarmak
gerekir. Bu balıklar küçük olduğu için filetoları genelde birbirinden ayırmaya gerek yoktur. Filetoları
açık veya kapanmış olarak kullanabilirsiniz. Bunun istisnaları ile filetonun ne şekilde kullanılacağı
yemek tariflerinde belirtilmiştir. Sardalya pullu balık olmakla birlikte yine aynı yöntemle ayıklanır.
Ancak ayıklamadan önce parmaklarınızla pullarını kazıyabilirsiniz. Bu işlem için bıçak
kullanmaya gerek yoktur, çünkü pullar iri ve yumuşak olduğu için parmak temasıyla yerlerinden ayrılırlar.
Uskumra, kolyos, istavrit,
çinekop gibi orta büyüklükte ve pulsuz balıklar ise bıçak yardımıyla temizlenmelidir. Anüs üzerine bıçakla
küçük bir kesik attktan sonra balığın karnı yarılarak iç organları dışrı çıkarılarak
karnı temizlenir. Bu arada solungaçlarının da koparılarak çıkarılması gereklidir. Temizlenmiş
balığın içi ve başı bol su ile iyice yıkanmalı ve karın çevresindeki siyah zarlar
ile kan pıhtıları bıçak ucuyla iyice temizlenmelidir.
Palamut, torik gibi balıkların
karnını tamamen yarmak gerekmez. Anüsün üzerine atacağınız derince bir bıçak kesiğiyle
bağırsakların vücuttan ayrılması sağlanır. Karın az yarılarak bıçak ucuyla
iç organların tamamı dışarı alınır. Palamut ve torik gibi balıkları iki şekilde
doğrayabilirsiniz; dilimlemek veya fileto çıkarmak. Eğer tava veya yahni yapacaksanız balığı
1 parmak (2 ila 2.5 santim) kalınlığında dilimler halinde kesebilirsiniz. Fırın balık için
fileto çıkarılması daha iyi olur. Fileto çıkarmak için balığın kuyruk kısmından
başlayıp kılçık paralelinde balığı ikiye ayırmak gerekir. Palamut ve toriğin
baş kısmında fazla bir şey olmadığından kuyruğu ile birlikte kesip atabilirsiniz.
Eğer bu balıklardan lakerda yapacaksanız dilimlerin kalınlığı iki misli yani asgari 4 santim
olmalıdır. Lakerda için balık temizlenmesi özel itina ve işlem gerektirir, bunun için ilgili bahise bakmanız
tavsiye olunur.
Çingene palamutu, uskumru
ve kolyoz gibi balıklar yeterince büyük olmadıklarından dilimleme veya filetolama yapılmaz. Ancak çingene
palamutları karnı tamamen yarılarak, sırt derisi kesilmeksizin iki yana açılabilir.
Pullu balıkların
ise önce pullarının kazınması gerekir. Bu işlem için balığı yatırıp kuyruğundan
tutarak bıçağı her iki yanına birkaç defa sürtmek gerekir. Balığın derisinin ve etlerinin
zedelenmemesi, balığın kesilmemesi için bıçağı dik tutmak gerekir. İç organlarının
temizlenmesi aynen palamutta olduğu gibidir. Balık büyüklüğüne ve yapılacak yemeğe göre bütün bırakılır
veya fileto çıkarılır. Pilaki yapılması düşünülüyorsa kalın dilimlere bölebilirsiniz. Lüfer
büyüklüğüne göre, kofana ise mutlaka fileto yapılmalıdır. Sarı kanat ise lüferin küçüğü olduğundan
iki tarafı boyunca bıçakla çizilerek bütün bırakılır. Çinekopu ise çizmeye dahi gerek yoktur.
Lüfer, çinekop, sarıkanat,
kofana, levrek, çipura ve özellikle çorbaya uygun kırlangıç, öksüz, adabeyi ve iskorpit gibi balıkların
kafaları koparılmaz. Özellikle ilk gruptaki balıkların yanak ve beyinleri çok lezzetlidir.
Bazı pullu veya pulsuz
balıkların derisi oldukça kalındır. Örneğin sinarit veya dil balığı gibi. Bu balıkların
derisini komple çıkarabilirsiniz. Bu işleme tulum çıkartma denir. Bu durumda bıçağınızın
ucunu kuyruk kısmından derinin altına sokup biraz ayırmak ve sonra oradan tutp yavaş yavaş yukarı
doğru çekmek gerekir. Gerekirse arada bıçağınızla tulum çıkartmaya yardım edebilirsiniz.
Bu işlemlerden sonra bolca akan kan temizlenmelidir.
Pullu balıkların
temizlenmesinde pullar etrafa saçılır ve eğer bu işlemi mutfağınızda yapıyorsanız
etrafı batırır. Bu nedenle balıkçıda temizletmeyi tercih etmelisiniz, yoksa bu işlemi evli bir
erkek olarak yapıyorsanız karınızdan yiyeceğiniz aile boyu fırçaya peşinen hazır olmalısınız.
HANGI MEVSIMDE HANGI BALIK
YENIR
Balıkta şeker, karbohidrat yok denecek kadar azdır. Protein açısından ise son derece zengindir.
Bu özellikleri nedeniyle son derece sağlıklı bir yiyecektir. 100 gram yağlı balık yaklaşık
22 gram, yağsız balık ise 10 gram protein içerir. Balık aynı zamanda proteininden en çok
faydalanılan besin türüdür. İnsan vücudu bu proteinin %93’ünden faydalanır. Bu oran kırmızı
etlerde ve diğer beyaz etlerde çok düşüktür.
Balık az karbohidrat
içermesinin yanı sıra madensel tuzlar ve mineraller açısından son derece zengindir, bol miktarda fosfor,
kalsiyum, iyot ve flor içerir. Balık eti A, B1, B2 ve D vitaminleri açısından da zengindir.
Üç tarafı denizlerle
çevrili ülkemiz, her geçen gün artan çevre kirliliğine rağmen balık çeşitleri açısından son
derece zengin bir ülkedir. Deniz balıkları siyah etli-beyaz etli, yerli ve göçmen olarak sınıflara ayrılırlar.
Beyaz etli balıkların sindirimi siyah etlilere nazaran daha kolaydır. Jelatin içerdiklerinden haşlamaya
elverişlidirler. Tavası, ızgarası, yağlı oldukları mevcsimlerde de ızgarası yapılır.
Bunlara örnek olarak barbunya, tekir, levrek, kefal, lüfer, kalkan, mercan, çipura, dil, pisi ve kırlangıçı
gösterebiliriz.
Torik, palamut, uskumru,
kolyoz, kılıç, hamsi, sardalya, gümüş gibi balıklar da siyah etli balıklar sınıfına
girerler. Bu balıklar beyaz etlilere nazaran daha yağlıdırlar ve daha az jelatin içerirler. Bu nedenle
haşlamaya uygun değildirler ve hazımları daha zordur.
BARBUNYA: Denizlerimizin bu tatlı balığı genellikle Ege ve Akdeniz’de bulunur. Yerli
bir balık türü olan barbunya sıcak ve ılık denizlerin kıyıya yakın olan kumlu ve çamurlu
diplerinde, az olmakla beraber kayalık yerlerde yaşar.Genelde 17 ila 20
cm arasında olup nadiren 40 cm’ye kadar çıkar. Kaya Barbunyası, Kum barbunyası,
Ot barbunyası ve Paşa barbunu diye dört çeşidi vardır. Bunların içinde en makbulu kaya barbunyasıdır.
Sırtı kırmızı ve karın kısmı beyaz olan kaya barbununun sırtında hiç gri
leke bulunmaz. Kum ve ot barbunyasında ise sırt gri ile kırmızı renklerin karmaşası halindedir.
Paşa barbununun her iki yanında, çeneden kuyruğa doğru sarı bir şerit bulunur. Tekir ile çok
karıştırılan bu balığın en lezzetli zamanı Temmuz ile Ekim ayları arasıdır.
Bu süre zarfında tavası, ızgarası ve kağıtta kebabı çok güzel olur. Tekirden en büyük farklılığı
kafasının daha uzun oluşudur. Tekirin kafası küttür ve çene altında iki adet sakalı bulunur.
TEKİR: Barbunyaya çok benzeyen ve yakın akrabası olan bu balık bütün denizlerimizde avlanır.
Karadeniz ve Marmara’da avlanılanlar 6 ila 10 cm arasındadır. Ege ve Akdeniz’de ise boyları
Barbunya’yı yakalar. Çene altı bıyıklarının uzunluğu, küt kafası ve birinci
sırt yüzgeçindeki sarı-siyah benekleri ile Barbunya’dan ayrılır. Dört mevsim yenebilecek bu balığın
en lezzetli zamanı, aynen Barbunya’da olduğu gibi Temmuz-Ekim ayları arasıdır. Tavası
ve kağıt kebabı çok güzel olur.
ÇİPURA: Ege’nin meşhur yerli balığı olan ve küçük sürüler halinde gezen Çipura
son yıllarda çiftliklerde de üretilmeye başlanmıştır. Çipura Elips biçiminde yassı vücudu, beyaz
karnı, koyu gri sırtı ve pembemsi yanakları ile tanınır. Atlas Okyanusu, Kuzeybatı Karadeniz,
Ege ve Akdeniz’de bulunur. Bir zamanlar Marmara Denizi’nde de yakalanan ve Alyanak adıyla tanınan bu
balığın maalesef nesli tükenmiş bulunmaktadır. Genelde 20 ila 35 cm arasındadır. Ancak 6-7 kg’ya varanlarına da rastlanmıştır.
Her mevsimde zevkle yenebilen bu balığın ızgarası, buğulaması, çorbası, fırını
çok güzel olur. Izgara için ideal büyüklük 250 ila 350 gram’dır (3 ila 4 adet/kilo). Daha büyüklerinin fırında
pişirilmesi tercih edilmelidir.Buğulama ve çorba için her boyu kullanılabilir. Tadı nefis olan bu balığı
katkısız, yani ızgara veya fırında yenmesi tercih edilmelidir. İsparoz ve lidaki bu türün küçük
çeşitleridir.
KARAGÖZ: Çipuranın yakın akrabası olan Karagöz, elips şeklinde, yassı, gümüşi
pulları olan yerli bir balıktır. Baltabaş, Sivrigaga, Sargos ve Mırmır gibi çeşitleri vardır.
Ortalama 20-25 cm, en 50 cm boyunda olur. Yazın taşlık ve yosunluk, midyesi bol yerlerde yaşar.
Kışın derin sulara çekilir. Her mevsimde yenebilen bu balık, özellikle Mayıs-Temmuz ayları haricinde
daha yağlı ve lezzetlidir. Aynen Çipura gibi ızgarası, buğulaması, fırını ve
çorbası çok güzel olur. 1 kg ve daha büyüklerinin
fırını tercih edilmelidir.
DİL BALIĞI: Dil balığı da yerli balıklarımızdan olup Ege ve Akdeniz’de
bolca yakalanır. Her mevsimde yenebilir. En lezzetli zamanı kasım ilâ şubat ayları arasıdır.
Tavası çok güzel olur.İrilerinden fileto çıkarılıp şiş veya salçalı fileto yapılabilir.
HAMSİ: 1988 yılında 310.000 ton ile toplam balık avcılığımızın
yaklaşık üçte ikisini meydana getirmektedir (40.000 ton tatlı su üretim ve avcılığı dahil,
1988 yılında toplam 480.000 ton). Gözlerinin gerisine kayan ağzı ve yivrilmiş burnu ile yakın
akrabası Sardalya’dan kolaylıkla ayrılır. Gümüş balığı (Aterina) da hamsinin
akrabasıdır. Boyu ortalama 12 cm olup azami
18-20 cm’ye kadar büyürler ve çok büyük sürüler halinde gezerler.
Karadeniz hamsisi Azak ve
Karadeniz olmak üzere ikiye ayrılır. Azak hamsisinin burnu daha küttür. Azak Denizi’nde üreyip kışlamak
üzere güneye, bizim Orta ve Doğu Karadeniz bölgesine inerler; Nisan sonunda da kuzeye göç ederler. Karadeniz hamsisi
ise Kuzeybatı Karadeniz’de ürer, kışlamak üzere Kasım’dan Şubat’a kadar Trakya
kıyılarına ve Marmara’ya göç eder. Nisan ayında da yumurtlamak üzere Karadeniz’e çıkar.
Ayrıca Marmara Hamsisi denilen, yalnız Marmara’da çıkan, daha küçük ve göç etmiyen bir hamsi türü de
vardır. Aynı tür Kuzey Ege’de de bulunur. Bu hamsinin sırt rengi daha açıktır.
Hamsi özellikle Karadeniz
yöremizin temel gıdası, temel protein kaynağıdır. Fiyatının ucuz olması nedeniyle
çok geniş kitleler tarafından tüketilir.Hamsinin hemen her türlü yemeği yapılır. Izgara, tava, fırın,
kağıt kebabı,buğulama, pilaki, yahni gibi. Siyah etli balık olmasına rağmen buğulamaya
son derece uygundur.Yaz aylarında yağsız olduğu için ızgara yerine tava veya buğulaması
tercih edilmelidir. Çeşitli yemek tariflerini "Hamsi Yemekleri" bölümünde bulabilirsiniz. Kış aylarında
yakalanan hamsi tuzlanıp saklanır. Buna ançovi tabir edilir. Ayrıca balık yağı ve balık
unu üretiminde de kullanılmaktadır.
SARDALYA: Hamsinin yakın akrabası sardalya sürüler halinde yaşar ve kıyılar boyunca
göç eder. Hamsi gibi Ticari değeri çok yüksek bir balıktır. 1988 yılında 90.000 ton ile hemen hamsiden
sonra yer alır. Kurutularak, tuzlanarak hatta balık yağı ve balık unu elde etmekte kullanılır.
Sardalya adı konserve işleminden dolayı konserve ile özdeşleşmiştir. Hatta ringa konservesine
de aynı ad verilir.
Sardalya Akdeniz’de
15-20 cm dolaylarındadır. Okyanusta ise 30
cm’ye kadar büyürler. Hamsi Karadeniz için neyse sardalya’da Portekiz, İspanya’nın Atlas Okyanusu
kıyıları, Sicilya ve Malta için de aynı şeydir. Bu ülkelerde birçok yemek sardalya üzerine kurulmuştur.
Ülkemizde Kuzey Ege’de bolca yakalanan sardalyanın en lezzetli mevsimi Temmuz-Ekim aylarıdır. Bu sürede
çeşitli ızgaraları, fırını ve kağıt kebabı, buğulaması ve pilakisi
yapılabilir. Kasım-Haziran arasında ise ancak pilaki ve buğulaması yapılabilirse de bir önceki
döneminki kadar lezzetli olmaz.
Sardalyanın küçüğüne
papalina tabir edilir; ayıklamadan yemeği yapılır. Tirsi ise sardalya azmanıdır. Kıl tarzında
çok kılçığı vardır ve sardalya kadar lezzetli değildir.
USKUMRU: Kolyosa çok benzeyen ve sürüler halinde dolaşan göçmen bir balıktır. Denizlerimizde
30 cm civarında olan uskumru Kuzey Denizi'nde
50 cm’ye kadar büyür. Yaz aylarını Karadeniz’de geçiren uskumru Eylül ve Ekim aylarında Marmara’ya
iner ve kışı burada geçirip yumurtlar. Mart ilâ Haziran aylarında da Karadeniz’e döner. Uskumru
büyüklüğüne göre üç değişik ad ile adlandırılır. En küçüğü kalinarya’dır. 20-25 cm civarında ve yağlı olanları uskumru, dönüş uskumrusu
ise çiroz olarak adlandırılır. Yazın yakalananlara ise lipari denir. En lezzetli olduğu dönem Eylül
ayından yumurtlamaya başladığı Ocak ayı sonuna kadardır. Bu süre içinde ızgarası,
kağıt kebabı, dolması, köftesi ve tuzlaması çok güzel olur.Bu mevsimlerde yağlı olduğundan
tavası tavsiye edilmez. Şubat’tan itibaren yağını kaybetmeye başladığından
tavası yapılabilir. Yazın yakalananlar ise pilaki ve tava için uygundur. İlkbaharda Karadeniz’e
dönüş yapan çirozlar kurutulur. Esas adı çiroz kurusu olan bu kurutulmuş balığa geçen zaman içinde
ismi kısaltılarak yalnızca çiroz denmeye başlanmıştır.
Uskumrunun kolyostan önemli
farklılıkları aşağıdadır. 1. Uskumru ile kolyozun sırt desenleri birbirine benzemekle
birlikte kolyosun rengi koyu, uskumrunun ise açıktır. 2. Uskumrunun kuyruk çatalının içi boş
ve iki çizgiden ibaret bir "V" harfi tarzındadır. Kolyosunki ise doludur. 3. Uskumrunun gözleri neredeyse toplu
iğne başı kadar küçük, kolyosun ise oldukça iridir.
KOLYOS: Uskumruya çok benzeyen bu balık uskumruyla beraber sürüler halinde göç eder. Ayrıca Marmara
ve Ege Denizi’nde yerli türleri de bulunur. Tadı uskumruya nazaran oldukça yavan olduğundan genelde tavası
yapılır. Ocak ayı en yağlı zamanı olduğundan tuzlama için en ideal zamanıdır.
Tuzlaması çok güzel olur.
LÜFER: Akdeniz,Karadeniz, Marmara, Hint Okyanusu ve Atlas Okyanusu’nda sürüler dolaşan lüfer pullu
bir göçmen balıktır. Soğuk denizlerde yaşayanları daha yağlı olduğundan daha da lezzetli
olur. Ülkemizde Karadeniz’de ve İstanbul Boğazı ile Marmara Denizi’nde yakalananların tadı
muhteşemdir. Daha güney denizlerimize inildikçe yavanlaşır ve kendisine mahsus o güzel tad ve kokuyu kaybeder.
Eylül ortasından Ocak
sonuna kadar olan zamanı en yağlı ve lezzetli zamanıdır. Bu devre içinde ızgarası tavsiye
edilir. Çinekopun da ızgarası çok iyi olur, ancak mevsimi lüfere göre kısadır. Kasım sonundan itibaren
azalmaya başlar. Diğer zamanlarda, büyüklüğüne göre pilakisi, buğulaması, kağıt kebabı
ve tavası olur. İlbharada son derece yağsız olduklarından tava, pilaki ve buğulaması tercih
edilmelidir.
Lüfer büyüklüğüne göre
en çok isim alan balıktır. Lüfer çeşitleri şöyledir: 1. 10 cm’ye kadar................... yaprak
(20 adet/kg) 2. 11-13 cm arası....................
çinekop(16-19 adet/kg) 3. 14-16 cm arası....................
kabaçinekop (10-15 adet/kg) 4. 17-20 cm arası....................
sarıkanat (9-14 adet/kg) 5. 21-30 cm arası
................... lüfer (4-8 adet/kg) 6. 31-35 cm
arası.................... kaba lüfer(2-3 adet/kg) 7. 35 cm’den büyük................ kofana ( yaklaşık
1 kg/adet veya daha büyük).
PALAMUT: Uskumru,torik ve orkinosu içeren bir familyadandır. Sürüler halinde yaşayan pulsuz, siyah
etli bir göçmen balıktır. Sırtı çizgili, karnı gümüş rengindedir. Uzunluğu 1 metreye kadar
varır. Bu familyanın çeşitleri bütün denizlerimizde görülmekle birlikte en lezzetlileri Karadeniz ve Marmara’da
avlanılan tipleridir. Karadeniz ve Marmara palamutunda baştan kuyruğa doğru muntazam çizgiler halinde
giden, dördü koyu, üçü açık menevişli yedi adet bant bulunur. Ege’de yaşayan, Tombik, Benekli Orkinos
ve Yazılı Orkinos isimleri alan yakın akrabasında ise sırttan karına doğru dalgalar halinde
inen en az 16 adet alacalı bant ile karın civarında en az üç adet siyah benek bulunur. Bu cinsin etinin tadı,
hakiki palamuta nazaran hiç güzel değildir. Ama çok kişi bu özelliği bilmeyip "palamut" diye aldanır ve
sonra palamuttan soğur.
Palamut avı Ağustos
ayında başlar. Önce Karadeniz’den sürüler halinde vanoz ve çingene palamutu, Eylül’den itibaren de palamut
gelmeye başlar. En lezzetli zamanı da Eylül başından Şubat ortalarına kadar olan zamandır.
Bu mevsimde çok yağlı olduğundan tavası biraz ağır kaçar. Bu nedenle ızgarası ve fırını
tavsiye edilir. Aynı mevsimde yahnisi de harika olur. Diğer mevsimlerde tavası yapılabilir. Palamut siyah
etli bir balık olduğundan buğulaması ve çorbası tavsiye edilmez.
Palamutun boyuna göre isimlendirilmesi
aşağıdaki gibidir: 1. 20 cm’ye kadar........................ palamut vanozu 2. 20-30 cm
arası..........................çingene palamutu 3. 31-40 cm
arası..........................palamut 4. 40-45 cm
arası..........................kestane palamutu 5. 45-50 cm
arası .........................zindandelen 6. 51-60 cm
arası..........................torik 7. 61-65 cm
arası..........................sivri 8. 65-70 cm
arası..........................altıparmak 9. 70 cm’den büyük......................zindandelen
Torik ve toriğin büyük
boyları palamuttan daha çok yağlıdır. Bu nedenle tuzlama ve lakerdası tercih edilir.
LEVREK, MİNEKOP, EŞKİNE: 12 değişik türden meydana gelen bu familya ılık
ve tropik sukarın sığ kesimlerinde yaşar. Vücutları iğ biçiminde ve yandan hafif basıktır.
Pulları oldukça iri olan levreklerin yanları genelde beyaz, alt bölümleri gümüşi, alt yüzgeçi ise sarımsıdır.
En irileri 1 metreyi geçebilir. Ülkemiz denizlerinde 20 ila 60 cm
arasında olurlar. Bayağı levrek ve benekli levrek olmak üzere iki tipi mevcuttur. Sırtlarındaki çok
sayıda benek ile ayrılırlar. Benekli levrek Güney Ege ve Akdeniz’de, bayağı levrek ise bütün
denizlerimizde görülür.
Karadeniz’de kötek
olarak ta bilinen minekop ta bu familyanın diğer bir türüdür. Eşkineye çok benzeyen minekoplar 30 ila 80 cm arasında olur. 1 metreden büyük ve 20-25 kg olanlarına da rastlanmıştır. Erişkinler kıyıya
yakın kayalık dipleri, yavrular ise akarsu ağızlarını tercih ederler. Parlak mavimsi-gri renkteki
vücudu sırttan karına doğru inen sarı menevişli çizgilerle bezenmiştir. Karnı gümüşi
beyazdır.
Eşkine ise bütün denizlerimizde
görünen kıyıya yakın kayalık diplerde yaşıyan bir türdür. Ortalama 30 cm ve 600 gramdır. 3-4 kiloluk irilerine de rastlanmıştır. Sırtı
kamburumsudur ve koyu kahve ile lacivert arası bir renktedir. Karnı ise sarı-beyaz menevişlidir. Başının
içinde, gözlerinin arkasında herbiri 4-5 gram
ağırlığında iki adet beyaz taş bulunur. Halk arasında bu taşların idrar söktürücü
ve böbrek taşı düşürücü olduğuna inanılır.
Genelde tek gezen, geceleri
avlanan ve oyuklar arasından süzülürcesine dolaşan bu balığın başlıca besini karides ve
yavru balıklardır.Yıl boyunca yenen levreğin çok lezzetli eti vardır. En güzel mevsimi kış
ayları ve ilkbaharın başıdır. Her türlü yemeği yapılan levreğin buğulaması,
fıfırnda kağıt kebabı ve mayonezlisi nefis olur. Levrek özellikle şaraplı ve mayonezli
balık yemeklerine çok güzel gider.
TRANÇA,SİNARİT: Trança genelde sinaritlerin irisi için kullanılan bir isimdir. Lagos ve orfozla
büyük benzerlik gösterirlerse de ayrı familyalara mensupturlar.
İSTAVRİT: İstavrit, Marmara ve Boğaz’da balık avlamaya başlayanların
ilk tanıştıkları balıktır.Ağzı öne uzayabilen, dişleri ince, gözleri iri, kuyruğu
derin çatallı ve vücudu iğ biçiminde olan göçmen bir balıktır. Marmara, Ege ve Karadeniz’de yaşayan
yerli türleri de vardır. Marmara’da 15-20 cm,
Ege’de 30 cm civarında olurlar. Marmara’da
boyu 10 cm’nin altında olan küçük istavritlere kıraça tabir edilir. Karadeniz’in doğusunda istavritler
palamut büyüklüğünde, yaklaşık 50 cm
boyunda olurlar.Sarıkuyruk istavrit veya sarıkanat istavrit diye anılan tipi sularımızda en çok bulunan
türüdür.
İstavritler sonbaharda
Marmara’ya iner, mayıs’tan itibaren de Karadeniz’e geri dönmeye başlarlar. Her mevsimde yakalanan
istavritin en lezzetli olduğu zaman Kasım ila Şubat ayları arasıdır. Tavası ve fırını
çok güzel olur.
İZMARİT: Ağzı körüklü, gözleri iri, sırt-göğüs ve anüs yüzgeçleri sert diken
ışınlı bir balıktır. Sularımızda iki türü vardır: menekşe izmarit ve istargilos.
İzmaritin erkekleri dişilerden daha iri olurlar. Dişiler 20
cm civarında olurken erkekler 25 cm’ye kadar uzayabilir.
İzmarit midye, deniz
solucanı ve balık yumurtaları ile beslenen bir dip balığıdır. Eti beyaz ve son derece lezzetlidir.
Tavası güzel olur. Sonbahar ve kış aylarında ızgarası dahi yapılır. İzmaritler
ızgara yapılırken ayıklanmaz. Olduğu gibi pişirilip bilahare derisi, bağırsakları
ve kılçıkları ayıklanır. Üzerine limon ve zeytinyağı ile kıyılmış maydanoz
eklenerek hazırlanır. Pulları kazındıktan sonra derisi tulum çıkarılarak yapılan tavası
da çok güzel olur.
KALKAN: Karadeniz’in bu ünlü balığı bütün yassı, oval vücudu, bir tarafı siyaha
yakın diğer tarafı beyaz rengi ve beyaz tarafındaki düğmeleri ile tanınır. Her iki tarafı
siyah olan kaya kalkanı’na da nadiren rastlanır. Kaya kalkanı daha çok Sinop, Samsun yörelerinde çıkar.
İstanbul Boğazı’nın kuzeyinde, Karadeniz’in batısında avlanan kalkan bir tarafı
siyah, bir tarafı beyaz olan bayağı kalkandır. Kalkan karadeniz içinde, kışın kuzeyden
güneye göç eder.
Her mevsim avlanan kalkan
bütün sene boyunca yenebilir. En lezzetli zamanı Ocak sonundan Mart ortalarına kadardır. Tavası çok güzel
olur. Buğulaması ve kağıt kebabı da yapılır. İlkbahar sonlarından itibaren Ağustos
ayına kadar yakalanan kalkan yavrularının tavası nefis olur.
KEFAL: Yaz ayları dışında lezzetli olan pullu ve göçmen olmayan bir balıktır.
Bütün denizlerimizde yetişir. Sonbahar, Kış ve İlkbahar’da çok lezzetlidir. Kefalin buğulaması
ve pilakisi çok güzel olur. Ayrıca likorinoz denilen tütsülüsü de çok makbuldur. Bir kefal türü olan haskefalin kurutulmuş
yumurtaları çok aranan bir deniz ürünü, bir mezedir. Sarı kulak kefalin tavası ve fileto ızgarası
da yapılır.
Kefal alırken çok dikkat
etmek, tercihan tanıdık balıkçıdan almak gerekir. Çünkü kefal kirli ve bulanık suları çok sever
ve buralarda diğer balıklar yaşamazken o yaşar. Örneğin İzmir Körfezi’nde diğer balıklar
yaşamazken kefal bol miktarda bulunmaktadır. Bu gibi sularda yakalanmış kefal insan sağlığı
için büyük tehlike arzeder.
KILIÇ: Türkiye’mizi çevreleyen denizlerde artık nadir görülen çok lezzetli bir balık türüdür.
Akdeniz ve Ege’de yıl boyunca, Karadeniz’de ise yalnız yaz ayları görülür. Kılıç gibi
uzun üst çenesi, lacivert-siyah sırt rengi ile tanınan bu balığın akrabası marlin bizim sularımızda
bulunmaz. Daha çok Atlas Okyanusu’nda Bermuda civarında bulunan bu balık pişince pembemsi et rengi, kafadan
kuyruğa kadar uzanan sırt yücgeçi ve yuvarlak yerine enine yassı üst çenesiyle kılıçtan ayrılır.
Her mevsimde yenebilen kılıçın
en lezzetli zamanı Eylül-Şubat arasıdır. Bu balığın en güzel defne yapraklı şişi
olur. Izgarası ve kağıt kebabı da yapılır.
MEZGİT: Tavuk balığı olarak ta bilinen mezgit bütün denizlerimizde bulunmakla beraber en
çok Karadeniz’de bulunur. Yaz hariç devamlı yumurtalı durumdadır. Mezgitin yumurtalı tavası,
domatesli sotesi güzel olur.
KIRLANGIÇ: Bütün denizlerimizde bulunan kırlangıç ortalama 25-30 cm olup nadiren 75 cm’ye kadar olanlarına da rastlanmaktadır. Sırt
rengi kırmızı-pembe, karuın ise pembe veya beyazdır. Yakın akrabası olan öksüz’den,
bu balığın pembe-gri veya komple gri sırtı, ve öksüzün ördek gagasını andıran ağız
yapısı ile ayrılır. Her ikisi de lezzetli olup genelde kırlangıç tercih edilir. Çok gelişmiş
solungaçları ve gırtlak yapısı medeniyle uğultu, inilti gibi değişik frekanslarda ses çıkarırlar.
Bu ses nedeniyle bir birçok balıkçı tarafından inleyen balık diye adlandırılır ve uğursuz
sayılır.
Kırlangıç ızgara
ve tavaya uygun değildir. Buğulaması, özellikle çorbası çok lezzetli olur. Haşlanmış kırlangıçın
ayıklanmış etleri mayonezli veya zeytinyağ-limon sıkarak soğuk olarak ta meze olarak lezzetle
yenebilir.
İSKORPİT, ADABEYİ: Kırlangıçtan bahsedince iskorpit ve adabeyini atlamak olmaz. Her
ne kadar aynı familyadan olmamakla beraber etleri ve uygun oldukları yemekler açısından çok benzerlik
gösterirler. İskorpit bütün denizlerimizde, adabeyi ise genelde Ege'’e bulunur. İskorpitin sırt dikenleri
zehirlidir. Bu nedenle balıkçıya ayıklattırılmalıdır.
BUGULAMALAR
Alabalık Buğulama (4 Kişilik) |
Malzeme: 4 adet Alabalık (fileto edilmiş) 4 adet defne yaprağı 3 adet domates 3
adet çarliston biber 1.5 adet limonun suyu 70 gr. tereyağ(margarin veya likit yağ da olabilir) 250 gr.
mantar 1 çorba kaşığı kapari turşusu Tuz ve karabiber
|
Yapılışı: Domatesler halka halinde kesilip yağlanmış tavaya dizilir.Alabalık
filetoları domateslerin üzerine yerleştirilir.Bakiye domatesler ise dörde bölünüp balıkların aralarına
yerleştirilir.
Çarliston biberler çekirdekleri
çıkarıldıktan sonra uzun şeritler (veya halkalar) halinde kesilerek balıkların üstüne yerleştirilir.
İkiye bölünmüş mantarlar, bir çorba kaşığı kapari turşusu ve defne yaprakları ilave
edilir.
Limon suyu ve balıkların
üst seviyesine kadar su konur, kararınca tuz ve karabiber ilave edilir ve kapağı kapatılıp hafif
ateşte 30 dakika pişirilir.
Not: İsteyenler 2 ila 3 diş doğranmış sarımsak ta ilave edebilirler. |
Hamsi Buğulama (4 Kişilik) |
Malzeme: 500 Gr. Hamsi 1 adet iri olgun domates 2 demet taze soğan 1/2 demet maydanoz 1
adet limon 1 kahve fincanı zeytinyağı Tuz Karabiber
|
Yapılışı:
Hamsiler kafaları koparılıp
kılçıkları çıkarılarak fileto olarak ayıklanır, yıkayıp durulanır. Bir kabın
içine yeterince tuz, karabiber, ince kıyılmış maydanoz ve taze soğanları koyup karıştırın.
Küçük doğranmış domatesleri üstüne yayın. Durulanmış hamsileri içine katıp harmanlayın.
Karışımı 15 dakika kadar oda ısısında beklettikten sonra yayvan bir tepsiye serin. Kalan
harcı üzerine yayın. Limonu ince dilimler halinde kesip üstüne dizin. Zeytinyağını gezdirip kapağını
kapatın.
15 dakika kadar hafif ateşte
pişrdikten sonra sıcak olarak servis yapın.
Hamsi buğulama 2 gün
kadar buzdolabında saklanabilir. Buzdolabında saklanmış buğulamayı ısıtıp tekrar
sıcak servis yapabilirsiniz. |
Buğulamaya uygun diğer
balıklar: Sardalya |
Kırlangıç Çorbası-1 (4 Kişilik) |
Malzeme: Kırlangıç balığı , 300 gram (orta boy bir adet) 1/4 adet limon
1 çorba kaşığı sirke 4 diş sarımsak 1/2 konserve kutusu hazır garnitür(küçük
boy-Tamek) 1 adet kuru soğan 1 çorba kaşığı tereyağ, 1 çorba kaşığı
un ½ demet dereotu (veya maydanoz) Tuz,Karabiber
|
Yapılışı:
Bir tencerenin içine balığı
koyup suyla doldurun.İçine 1/4 limon,1 adet kuru soğanın göbeği,1 çorba kaşığı sirke
ile yeterince tuz koyup kaynatın.Kaynamaya başladıktan 5 dakika sonra balığı tencereden alıp
kılçık ve derilerini ayıklayın.
Hazır yarım kutu
garnitürü tencereye ilave edin,ateşi kısın.Ayıklanmış balığın başını
temiz bir tülbente sarıp tekrar tencereye koyun . Bu arada daha önceki işlem sırasında konmuş olan
soğan ve limonun alınmış olmasına dikkat edin. Ayıklanmış balık etlerini çok
küçük parçalara doğrayıp tencereye ilave edin, yeterince karabiber serpin, ince doğranmış sarımsakları
ve bir çorba kaşığı tereyağ ilave edin.
Ayrı bir kapta iki çorba
kaşığı una tenceredeki sudan ilave ederek bulamaç haline getirin, yeterince inceltip tencereye tamamını
dökün.
Tencereye doğranmış
dereotu ilave edip hafif ateşte 15-20 dakika pişirin.
Not: 1. Limonu ,çorbayı içerken isteğe göre sıkmanız tavsiye olunur. 2. Çorbayı
indirdikten sonra, ayrı bir kasede bir yumurta ile bir limon suyunu çırpıp terbiye olarak ilave edebilirsiniz
(bakınız, sos ve garnitürler bölümü). |
Çorbaya uygun diğer balıklar: Balık çorbası her balıktan yapılabilir ancak aşağıdakiler
en iyi lezzeti verir. İskorpit, Adabeyi , Öksüz, Trança (kafası), Lagos (küçük boy) |
Kırlangıç Çorbası-2 (4 Kişilik) |
Malzeme: Kırlangıç balığı , 300
gram (orta boy bir adet) ĵ adet limon 1 çorba kaşığı sirke 4 diş
sarımsak 1 adet patates (iri) 1 adet kuru soğan 1 çorba kaşığı tereyağ, ½
çay bardağı pirinç ½ demet dereotu (veya maydanoz) tuz karabiber
|
Yapılışı:
Bir tencerenin içine balığı
koyup suyla doldurun.İçine 1/4 limon,1 çorba kaşığı sirke ile yeterince tuz koyup kaynatın.
Kaynamaya başladıktan 5 dakika sonra balığı tencereden alıp kılçık ve derilerini ayıklayıp
küçük parçalara ayırın. Suyunu çorbada kullanmak üzere ayırın.
Tavada tereyağını
eritin. İnce dilimlenmiş soğanı tereyağında, yumuşayana kadar pişirin. Küçük küpler
halinde doğranmış patatesleri de ilave edip pişirin. Karışımın tamamını
ayırmış olduğunuz balık suyuna ekleyin. Balıklarla birlikte pirinci de ilave edin.
Tencereye doğranmış
dereotu ilave edip hafif ateşte 15-20 dakika pişirin.
Not: 1. Limonu ,çorbayı içerken isteğe göre sıkmanız tavsiye olunur. 2. Çorbayı
indirdikten sonra, ayrı bir kasede bir yumurta ile bir limon suyunu çırpıp terbiye olarak ilave edebilirsiniz
(bakınız, sos ve garnitürler bölümü). |
Çorbaya uygun diğer balıklar: Balık çorbası her balıktan yapılabilir ancak aşağıdakiler
en iyi lezzeti verir. İskorpit, Adabeyi , Öksüz, Trança (kafası), Lagos (küçük boy) |
Levrek Buğulama (4 Kişilik) |
Malzeme: 1 kg levrek 4 adet domates 100 gr mantar 2 diş sarımsak 2 dilim limon 1
çorba kaşığı beyaz şarap 1 çorba kaşığı tereyağı 2 çorba kaşığı
domates sosu 3 adet sivribiber 5-6 dal ince kıyılmış maydanoz karabiber kekik, tuz
|
Yapılışı:
Levrekleri temizleyip iki
yanından fileto çıkartın. Domatesleri rendeleyin. Mantarları limonlu suya yatırın.
Derince bir borcam kaba levrek
filetolerı yerleştirin. Üzerine rendelenmiş domatesleri ve mantarı yayın. Sarımsak, beyaz şarap,
domates sosu, kekik, tuz, karabiber, yeşil biber, kıyılmış maydanoz ve tereyağını
ekleyin. Üzerine limon dilimlerini yerleştirin. 170oC’a ısıtılmış fırında 20 dakika
pişirin.
Sıcak servis yapın.
|
Mayonezli Balık Çorbası (4 Kişilik) |
Malzeme: 1/2 kg kırlangıç 1 baş soğan 2 adet defne yaprağı ½ demet
maydanoz 3-4 diş sarmısak 1/4 kavanoz hazır mayonez tuz kırmızı pul biber
|
Yapılışı:
Tencereye 5-6 bardak su,
defne yaprağı, ayklanmış maydanoz, bir baş bütün soğan ve balığı koyup 15 ila
20 dakika kaynatın. Balığı kevgirle sudan alıp derisini, kılçıklarını ayıklayın,
kuyruğunu ve kafasını ayırın. Ayıkladığınız parçaları temiz bir tülbente
sarıp suya iade edin ve 1 saat kadar kaynatın.
Mayoneze dövülmüş sarmısakları
ilave edip karıştırın. Kırmızı biberle balık suyunu yavaş yavaş ilave edip
karıştırın. Balıkları da ilave edip kaynatın.
Sıcak servis yapınız.
Dikkat: Bu çorba bir defada tüketilmelidir. |
Bu yemeğe uygun diğer balıklar: İskorpit, adabeyi, öksüz |
Mercan Buğulama (4 Kişilik) |
Malzeme: 4 adet mercan (herbiri yaklaşık 250 gr.) 2 adet kereviz (yaprakları ile birlikte)
2 adet havuç 2 adet kuru soğan 1 adet iri patates 1 adet limonun suyu 1 su bardağı su 1/2
su bardağı zeytinyağı Tuz ve karabiber
|
Yapılışı:
Kerevizleri soyduktan sonra
halkalar ince halinde doğrayın ve yarısını tepsiye dizin. Patatesleri soyduktan sonra küçük parçalar
halinde, havuçu ince halkalar halinde doğrayın. Soğanı da parçalar halinde doğrayıp havuç ve
patatesle karıştırın ve yarısını kerevizlerin arasına ve üstüne yerleştirin.
Pulları ve içleri iyice
temizlenmiş mercanları kereviz halkalarının üstüne yerleştirin.Kararınca tuz ve karabiberini
ekin. Balıkların üstüne dilimlenmiş kerevizlerin kalan yarısını dizin. Kerevizlerin arasına
pataesleri, havuçları ve soğanların kalanını yerleştirin. Zeytinyağını,limon
suyunu ve suyu ilave edip üzerlerini yıkanmış kereviz yaprakları ile örtün. Üzerini kapakla kapatıp
önce orta, sonra hafif ateşte 20 dakika kadar pişirin. Suyu azalırsa su ilave edin.
Sıcak servis yapın.
|
Mezgit Buğulama (4 Kişilik) |
Malzeme: ½ kg mezgit 2 adet domates 2 adet yeşil biber 3 yemek kaşığı
tereyağı 1 ½ su bardağı su ½ demet maydanoz 3 adet marul yaprağı Tuz ve karabiber
|
Yapılışı:
Balıkçınızdan
temizlenmiş olarak aldığınız mezgitleri fileto halinde iri parçalara bölünüz. Yıkadıktan
sonra tuzlayıp dinlendiriniz.
Domates ve biberleri halkalar
halinde kesiniz. Maydanozu ince kıyınız.
Buğulama yapacağınız
kaba marul yapraklarını tabanın tamamını kaplayacak şekilde yerleştiriniz. Üzerlerine parçalanmış
ve tuzlanmış mezgitleri yerleştiriniz. Üzerine domates, biber ve maydanozları, balıkların tamamını
kapayacak tarzda koyunuz. Tereyağını parçalar halinde üzerlerine yerleştirip suyu ilave ediniz. Kapağını
kapayıp orta ateşte 20 dakika pişiriniz.
Sıcak servis yapınız.
Not: Mezgit Karadeniz’de çok tutulan balıklardan biridir. Mezgit, Trabzon mutfağında
çok kullanılan bir balıktır ve mezgit buğulama da meşhur bir Trabzon yemeğidir. |
Sardalya Buğulama (4 Kişilik) |
Malzeme: 400 Gr. Sardalya 4 adet iri domates 5-6 adet çarliston biber 5-6 diş sarımsak
Sıvı yağ Tuz Karabiber 1 adet limon
|
Yapılışı:
Orta büyüklükte bir tepsi
hafifce yağlanır ve halkalar halinde kesilmiş domateslerin yarısı bir sıra halinde dizilir.
Sardalyaların aralarına ufak parçalar halinde doğranmış sarımsağın tamamı yerleştirilir
, balıkların üzerine yeterince tuz ve karabiber serpilir.
Balıkların üzerine
ince halkalar halinde dilimlenmiş limonun tamamı ile çekirdekleri çıkartıldıktan sonra ince ve uzun
şeritler halinde kesilmiş çarliston biberlerin tamamı ile halkalar halinde kesilmiş domateslerin kalanı
yerleştirilerek balıkların üstü örtülür.
Tepsiye yarım çay bardağı
likit yağ ile bir çay bardağı su ilave edilir ; tepsinin üstü bir kapak ile kapatılarak orta ateşte
40 dakika kadar pişirilir.(Biber ve domateslerin ölmesi yemeğin piştiğini gösterir. Tepsinin suyunu zaman
zaman kontrolda yarar vardır. Eğer biter gibi olursa su ilavesi gerekir.) |
|
DENİZ ÜRÜNLÜ YEMEKLER
Ahtapot Izgara (4 Kişilik) |
Malzeme:
1 adet ahtapot
|
Yapılışı:
Taze ve yeni yakalanmış
ahtapot taşlara vurularak yumuşatılır. Bu işlem sırasında ahtapot köpük salmaya başlar
ve köpükler bitene kadar bu işleme devam edilir. Yumuşatılmış ahtapot birkaç gün güneşte kurumaya
bırakılır.
Mangalda mangal kömürü yakılarak
kor haline getirilir. Mangala yerleştirilen tel ızgaranın üzerine ahtapot konularak kızartılır.
Kızartılmış ahtapot bilahare küçük parçalara doğranarak kırmızı soğan eşliğinde
meze olarak sunulur.
Sıcak veya soğuk
servis yapılır. |
Not: Bu yemek Ege Adaları’na ve bu adalardan gelmiş göçmenlerimize mahsus çok lezzetli bir deniz
yemeğidir. Bugünlerde ülkemizde unutulmaya yüz tutmuş bu yemek halen Ege Adaları’nda ve Yunanistan’da
halâ son derece revaçtadır. Lokanta ve kafelerde sakız rakısı "Uzo" ile birlikte sunulmaktadır.
BBC-Prime’ın 22.05.99
tarihinde saat 13.00’de yayınlanan "Mediterranean Cookings-Greece" isimli programdan alınmıştır.
|
Ahtapot Yahni (4 Kişilik) |
Malzeme:
1 ½ kg ahtapot 3 adet soğan (orta boy) ½ su bardağı zeytinyağı
1 çorba kaşığı salça 1 adet domates 3 adet defne yaprağı 2 çorba kaşığı
sirke Tuz Karabiber
|
Yapılışı:
Ahtapotları dövülmüş
olarak alınız ve deep-freeze’de 2 ila 3 gün bekletiniz. Güzelce yıkayıp düdüklü tencerede yarım
saat yumuşayıncaya kadar haşlayınız. Haşlandıktan sonra derisini soyup atınız
ve pembemsi beyaz derisini kuşbaşı doğrayınız.
Tencerede sıvı
yağı kızdırınız. Soğanı ince doğrayıp kızgın yağda yumuşayıncaya
kadar soteleyiniz. Bilahare küp tarzında kesilmiş domatesleri ve salçayı ilave ediniz. Birkaç sefer çevirdikten
sonra ahtapotları ilave ediniz. Defne yapraklarını, tuz ve karabiberi ve bir su bardağı su ilave
edip kısık ateşte 10-15 dakika pişiriniz. Ocağı söndüreceğinize yakın sirkesini ilave
ediniz.
Arzuya göre soğuk veya
sıcak servis yapınız. |
Deniz Ürünleri Dolması (4 Kişilik) |
Malzeme:
16 Adet iri çarliston biber 1 su bardağı yıldız şehriye 500 gram
karışık deniz mahsulu (midye, karides, kalamar gibi) 2 adet kuru soğan 4 diş sarımsak
½ demet dereotu ½ demet maydanoz sıvı yağ tuz karabiber dolma baharı
|
Yapılışı:
Biberlerin başlarını
kesip çekirdek yataklarını çıkarınız ve bol su ile yıkayınız. Deniz mahsullerini küçük
parçalar halinde kesin. Çok az yağı tavaya koyun. Deniz mahsullerini, küçük kesilmiş soğan ve sarmısağı
ilave edip soteleyin. İnce kıyılmış maydanoz, dereotu ve taze soğanları ilave edin. Tuzunu,
dolma baharını ve karabiberini ekleyin.
Yıldız şehriyeleri
haşlayıp deniz mahsullerinin üstüne ilave edin. İyice karıştırıp çarliston biberlerinin
içine doldurun. Biberleri az yağlanmış fırın tepsisine dizin. Orta sıcaklıktaki fırında
(180oC) biberlerin rengi değişinceye kadar pişirin.
Sıcak servis yapınız.
Not: Bu yemek için patlıcan da kullanabilirsiniz. |
Bu yemeğe uygun deniz mahsulleri: Hamsi,sardalya, karides, midye(ayıklanmış), kalamar(ayıklanmış),
|
Kalamar Tava (4 Kişilik) |
Malzeme:
1 kg kalamar (11- 12 adet) 1/2 su bardağı sıvı yağ Un Tuz
Terbiye için:
2 çorba kaşığı karbonat 2 çorba kaşığı toz şeker 1 adet limonun suyu
|
Yapılışı:
Kalamarları balıkçınıza
ayıklatın. İyice yıkadıktan sonra terbiye ile ovun. Sonra en az 30 dakika dinlendirin. Bacakları
gövdelerden ayırın. Bacakları kısa parçalar halinde, gövdeyi ise halkalar halinde doğrayın.
Doğranmış kalamarları yeterince tuz katılıp karıştırılmış beyaz
una bulayın.
Fritöze sıvı yağ
koyup kızdırın. Kalamarları gruplar halinde fritöze atıp kapağını kapatın. İki
dakika sonra çıkarıp kağıt havlu serilmiş servis tabağına alın. Bu işleme kalamarlar
bitene kadar devam edin.
Sıcak servis yapın.
Notlar:
1. Kalamar çok su içeren ve bu nedenle
pişerken etrafa çok yağ sıçratan bir deniz ürünüdür. Bunun için fritöz tercih edilmelidir. Yoksa kapaklı
bir tava kullanılmalıdır.
2. Kalamar çok çabuk yanan ve sertleşen
bir üründür. Bu nedenle pişirme süresine çok dikkat edilmelidir. Ayrıca tavada yapıyorsanız ateşi
iyice kısmanız gerekir. Aksi taktirde kızgın tavanın dibine değen kalamarlar siyahlaşır
ve lezzetlerinden çok şey kaybederler. |
Kanton Usulü Karides (4 Kişilik) |
Malzeme:
40- 50 adet karides (cimcime) 2 çorba kaşığı sıvı yağ 2
adet yumurta 1 çorba kaşığı mısır unu 1 çorba kaşığı soya sosu 1
çorba kaşığı üzüm sirkesi Tuz 1 çay kaşığı kırmızı biber 1
çay kaşığı zencefil 1 çay kaşığı tane kara biber
|
Yapılışı:
Tane karabiberi havanda dövün.
Zencefili ve kırmızı biberi ekleyip karıştırın.
Yumurtaları, bir tanesinin
beyazını ayırarak kırın, soya sosu ile karıştırın. Aynı karışıma
hazırladığınız baharatı da ekleyip tekrar karıştırın.
Ayırdığınız
yumurta beyazına mısır ununu ekleyip karıştırın. Karidesleri ayıklayıp karışıma
katın. 20 dakika kadar dinlendirin.
Sıvı yağı
bir tavada kızdırın. Karidesleri yağda kızartın. Kızarmış karidesleri kenara
alıp aynı yağa yumurtalı karışımı dökün. Pişmeye başlarken karidesleri ilave
edin.
Sıcak servis yapın.
Servis yaparken tabağa garnitür olarak haşlanmış brokkoli ve doğranmış taze soğan
koyabilirsiniz. |
Karides - Genel Hazırlanış (4 Kişilik) |
Malzeme:
Karides ½ tencere su 1 çorba kaşığı tuz 1 adet kuru soğan
1 çorba kaşığı sirke
|
Yapılışı:
Suyu derince bir tencereye
koyun. İçine tuzu ve sirkeyi ilave edip tuzlar eriyinceye kadar karıştırın. Soğanı dörde
bölüp ilave edin ve suyu kaynatın.
Karidesleri içine boşaltıp
kaynatın. Bilahare kevgire alıp süzün ve soğuk suyla yıkayın. Sonra alıp porsiyonlara bölüp
"deep freeze"de saklayın.
Not:
3. Böyle hazırladığınız
karidesleri hemen hemen (aksi tariflerde belirtilmedikçe) bütün karides yemek, meze ve salatalarında kullanabilirsiniz.
4. Karidesleri öğünlük miktarlarda
kaplara bölüp dondurmak ve ileride kullanılmak üzere saklamak çok yararlı bir yöntemdir. Donmuş karideslerin
çözülünce diri kalması için önce buzdolabınızın alt gözünde 2-3 saat +5oC’a soğuyuncaya kadar
bekletin. Bilahare dondurun.
5. Karideslerin
kaynatılma süresi çok kısa olmakla beraber büyüklüklerine göre fark eder. Küçük (cimcime) karidesler için kaynatma
süresi 5-6 dakikadır. Bu süre iri (Jumbo) karidesler için ise 10-12 dakikadır. Daha fazla haşlamamaya dikkat
edin. Aksi takdirde çok yumuşar ve diriliklerini kaybederler.
Karides Güveç (Düşük Kalorili) (4 Kişilik)
|
Malzeme:
28-30
adet karides(cimcime, haşlanmış ve ayıklanmış) 4 adet çarliston biber 3 adet domates
(iri) 4 tatlı kaşiğı süt 1 çay kaşığı karabiber tuz 100 gram kaşar
peyniri (rendelenmiş) tereyağı
|
Yapılışı:
Domatesler kuşbaşı olarak, çarliston
biberler ise çekirdekleri ve iç damarları çıkarıldıktan sonra halkalar halinde doğranır. Hazırlanmış
domates ve biberler bir kapta karıştırılarak tuzlanır. Porsiyonluk güveç kaseleri yarısına
kadar hazırlanmış karışım ile doldurulur. Üzerlerine, kase başına yaklaşık
7 adet küçük karides yerleştirilir. Kalan karışımla karideslerin üstü, kaselerden bir parmak taşacak
tarzda örtülür. Kararınca karabiber serpildikten sonra her kaseye bir çorba kaşığı süt ile yarım
kibrit kutusu büyüklüğünde tereyağı ilave edilir.
Kaseler 200oC’a ayarlı fırında
30 ila 35 dakika pişirilir. Pişmiş güveçler fırından çıkarılıp üzerlerine rendelenmiş
kaşar peyniri serpilerek tekrar fırına verilir. Kaşar peynirleri güveçlerin üstünü tamamen örtecek şekilde
eriyince fırından çıkarılır.
Sıcak servis yapılır.
Sair
hususlar: Karides güveç yapılırken tereyağ ve süt yerine peşamel sos ta kullanılabilir. Bu
uygulama da çok güzel bir tad vermektedir ancak besin değeri açısından biraz daha ağırdır. Yukarıdaki
tarifin en büyük özelliği kalori değerinin düşük olmasıdır.
Aynı yemek büyük güveç kasesinde de yapılabilir.
Ancak aynı tadı vermiyeceğinden porsiyon güveç kaselerinin kullanımı tercih edilmelidir.
Karides güveçin bir de önceden kavrularak yapılanı
vardır (bakınız "Karides Güveç-2"). Tadı çok güzel olmakla birlikte kalori değeri oldukça yüksektir. |
|
Karides Güveç (Kavurmalı) (4 Kişilik)
|
Malzeme:
28-30
adet karides(cimcime, çiğ) 4 adet çarliston biber 3 adet domates, iri. 2 adet kuru soğan, iri 1
çorba kaşığı biberiye ½ çay kaşığı karabiber ½ çay kasığı kırmızı
pul biber 1 çay kaşığı zencefil 1 yemek kaşığı margarin 100 gram rendelenmiş
kaşar peyniri
|
Yapılışı:
Karidesler çiğ iken ayıklanır ve
bir kenara ayrılır.
Soğanlar dörde bölünüp ince halkalar halinde
doğranır. Biberlerin kapakları kesilip çekirdek yuvaları çıkarıldıktan sonra boylamasına
ikiye bölünür ve doğranır. Domatesler de küçük küpler halinde doğranır.
Bir tavada margarin eritilip kızdırılır.
Soğanlar atılıp yumuşayıncaka kadar pişirilir. Soğanların hemen ardından karabiber,
zencefil, biberiye ve tuz ilave edilip karıştırılır. Soğanlar yumuşadıktan sonra biberler
ilave edilip yumuşayana kadar pişirilir. Domatesler ilave edilip pişirilir. Yumuşayınca bir çatal
veya tahta kaşık yardımıyla ezilir. Karidesler ilave edilir; tavanın kapağı kapatılarak
5 dakika pişirilir ve kenara alınır.
Hazırlanmış karışım
kaselere eşit olarak bölünür. Kaseler 200oC’a ayarlı fırında 10 dakika pişirilir. Pişmiş
güveçler fırından çıkarılıp üzerlerine rendelenmiş kaşar peyniri ve kırmızı
pıul biber serpilerek tekrar fırına verilir. Kaşar peynirleri güveçlerin üstünü tamamen örtecek şekilde
eriyince fırından çıkarılır.
Sıcak servis yapılır.
Sair
hususlar: Aynı yemek büyük güveç kasesinde de yapılabilir. Ancak aynı tadı vermiyeceğinden
porsiyon güveç kaselerinin kullanımı tercih edilmelidir. Ayrıca porsiyon kaseler yemeğin uzun süre sıcak
kalmasını sağlar. |
Karides Kokteyl (4 Kişilik) |
Malzeme:
Karides(cimcime)
, 200 gram Marul veya kıvırcık yaprağı, körpe, 4 adet Limon
suyu, 1 kahve kaşığı Ketçap, 4 çorba kaşığı Mayonez, 4 çorba kaşığı
Domates suyu, 1 çorba kaşığı( sulandırılmış salça da olabilir) Konyak, 1 tatlı
kaşığı (isteğe tabi) Tuz, karar miktarda Kırmızı biber, karar miktarda
|
Yapılışı:
Usulüne göre haşlanmış karidesler
baş ve kabuklarından ayıklanır.Ayıklanan karideslerin üçte biri ince ince kıyılır,
bakiyesi ise bütün olarak bir kenara ayrılır.
Derince bir kapta mayonez, ketçap ve domates suyu
iyice çırpılarak karıştırılır. Bu karışıma limon suyu, kararınca tuz
ve kırmızı biber ile konyak ile edilip tekrar karıştırılır ve yaklaşık beş
dakika dinlenmeye bırakılır. Bilahare karışıma ince ince doğranmış karidesler
ilave edilerek tekrar karıştırılır.
Marul yaprakları ince şeritler ve küçük
parçalar halinde doğranır.Doğranmış marul yaprakları, 4 adet şarap bardağına,
bardağı %50 dolduracak tarzda yerleştirilir; üzerlerine mayonez-ketçaplı karışım eşit
miktarlarda dökülür.
Kalan karidesler bardakların kenarlarına
dizilir.Her bardağın kenarına estetik açıdan bir adet daire şeklinde kesilmiş limon dilimi yerleştirilir.
Soğuk servis yapılır.
Sair
hususlar: Karides kokteyli içeren bardak, tatlı tabağı üzerinde bir tatlı kaşığı
ile servis yapılmalıdır Tatlı tabağına, güzel görüntü vermesi için ,kızartıldıktan
sonra dörde bölünmüş, üzerine tereyağ sürüldükten sonra siyah veya kırmızı havyar konmuş tost
ekmeği ile servis yapmakta yarar vardır.
Bardağın üstüne yerleştirilecek turşu
(i.e. salatalık turşusu) görünüşe güzellik vermekle birlikte kokteylin tadını bozar, tavsiye edilmez.
Aynı kokteyl kerevit ile de yapılmaktadır
fakat aynı tadı vermemektedir. |
Karides Kavurma (Çin Usulü) (4 Kişilik)
|
Malzeme:
½
kg karides (cimcime-çiğ) 4 diş sarımsak 3 adet yeşil soğa1 adet domates (irice) 1 çorba
kaşığı domates püresi (veya salçası) 1 kahve fincanı sıvı yağ 1 adet
kök zencefil (kibrit kutusu büyüklüğünde ve taze) 1 çay kaşığı tane karabiber ½ çay kaşığı
Tabasco (Acı sos) 1 çorba kaşığı beyaz şarap 1 çorba kaşığı soya
sosu Tuz karabiber
|
Yapılışı:
Sıvı yağı derin bir kapta kapta
kızdırın. Zencefilleri ince ince doğrayın. Sarmısakları da ince doğrayın ve ikisini
birlikte kızgın yağda yumuşayana kadar pişirin.
Çiğ karidesleri ayıklayıp karışıma
ilave edin ve 2 dakika kadar pişirin. Önceden havanda dövülmüş tane karabiberleri, Tabasco'yu ve domates püresini
ilave edip karıştırmaya devam edin.
Bu arada domatesi de küçük küpler halinde doğrayın
ve soya sosu ve şarap ile birlikte karışıma katın.
Yeşil soğanın yalnız yeşil
kısımlarını kibrit çöpü büyüklüğünde daha önceden doğrayıp hazırlayın ve bu aşamada
ilave edin. Tadlandırmak için yeterince tuz ve karabiber serpin.
Sıcak servis yapın.
BBC-Prime "The Miracles of Fish (11.02.98, saat
23.30) isimli programdan alınmıştır. |
Karidesli Pilav (4 Kişilik) |
Malzeme:
200
gr. karides 1 su bardağı pilavlık pirinç 1 fincan tereyağ 1/2 su bardağı zeytinyağı
1 baş soğan 2 adet domates 2 adet yeşil biber (acı olmayan) 1 çay kaşığı
toz şeker Tuz Karabiber
|
Yapılışı:
Haşlanmış ve ayıklanmış
karidesleri (bakınız Karides-Genel Hazırlanış) büyüklüklerine göre iki veya üç parçaya bölün. Tereyağında
kavurun. Kavurmaya doğranmış bir baş soğanı ilave edin. Soğanlar şeffaflaşmaya
başlayınca sivri biberleri ve bilahare iri doğranmış domatesleri ilave edin. Kapağını
kapatıp bir süre domatesler eriyinceye kadar pişirin. Tuzunu ve biberini ekip pirinci içine dökün. Zeytinyağını
ve şekeri ilave edip karıştırın. Üstünü örtecek kadar su döküp önce kuvvetli, sonra hafif ateşte
pirinç suyunu çekene kadar , yaklaşık 10 ila 15 dakika pişirin. Bu süre sonunda bir kere harmanlayıp üstünü
kalın bir peçeteyle örtüp demlendirin.
Sıcak servis yapın. |
Bu
yemeğe uygun diğer balıklar: Ahtapot, kalamar, midye veya bunların karışımları
|
Midye Dolması (4 Kişilik) |
Malzeme:
30
adet büyük boy midye 6 adet kuru soğan 1 su bardağı zeytinyağı 200 gr. Çam fıstığı
2 su bardağı pirinç (Baldo veya Bersani) 4 bardak su (iki defa) 4 kahve fincanı kuş üzümü
2 çorba kaşığı toz şeker Tuz Karabiber Yenibahar Tarçın
|
Yapılışı:
Midyelerin kabuklarının üstlerini bıçakla
kazıyarak iyice temizleyin ve karınlarını dipteki kası kırarak tamamen açın (dikkat ikiye
bölmeyin). Midyenin içindeki sakal ve incileri sivri bir makasın ucuyla temizleyin. İyicene yıkayıp süzülmesi
için bir kevgire koyup bekletin.
Soğanları ufak parçalar halinde doğrayın,
fıstıkla beraber zeytinyağında kavurun. Buna yıkanmış pirinç ve tuz ilave edin. Pirinç
suyunu çekince karabiber, tarçın, yenibahar, toz şeker ve dört bardak su ilave edin. Pirinç suyunu çekinceye kadar
orta hararetli bir ateşte pişirin ve bilahare kapağını kapayıp soğumaya bırakın.
Soğuyunca kapağı açık midyelerin içine iyice doldurun ve midyelerin kapaklarını kapatın.
Midyeleri bir tencerenin içine muntazam bir şekilde hareket edemiyecek bir tarzda dizin, üzerine tekrar 4 bardak su dökün
ve ağır ateşte suyunu çekene kadar pişirin.
Servisini limonla beraber soğuk olarak yapın.
|
Dikkat
edilecek hususlar: Midye çok dikkat edilmesi gereken bir deniz ürünüdür. Kirli sulardan,
iskelelerin demir ve ahşap ayaklarından toplanan midyeler hiçbir tad vermeyeceği gibi sağlığa
zararlı da olabilir. Dolayısıyla midyenin muhakkak tanıdığınız bir balıkçıdan
alınması şarttır.
Bir dahaki pişirmenizde yenibahar yerine köri
(curry) deneyebilirsiniz. Değişik bir lezzet ve aroma verir. Karar sizin. |
Midye Tava (4 Kişilik) |
Malzeme:
40
ila 60 adet ayıklanmış midye ½ litre bira 1 su bardağı un 1 su bardağı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı sirke 2 ila 3 adet yumurta Tuz Karabiber Kırmızı
toz biber Limon 3 Dilim bayat ekmek 6 ila 8 adet ceviz içi
|
Yapılışı:
Balıkçıdan aldığınız
ayıklanmış midyeleri yıkadıktan sonra sakal ve inci açısından kontrol ediniz. Bazı
midyelerin içinde "sakal" tabir edilen tek bir kıl ile "inci" tabir edilen taş taneleri olabilir. Eğer varsa
bunları sivri uçlu bir makas ile temizleyin. Temizlenmiş midyeleri bir kaba koyup üzerine biranın tamamını
döküp buzdolabının +5oC’lık bölümünde en az 12 saat bekletin. Dinlenmiş midyeleri çıkarıp
birayı süzün (asla yıkamayın).
Bayat ekmek dilimlerinin içlerini iyice ufalayın
ve su ilave ederek koyu bir bulamaç haline getirin. İyice dvülmüş ceviz içlerini, bir çorba kaşığı
zeytinyağını, bir tatlı kaşığı sirkeyi, birkaç damla limonu,kararınca kırkızı
toz biberi ve tuzu ilave edip karıştırın. İyice karıştıktan sonra bir kenara koyun.
Bu yapılan sosun adı tarator’dur.
Tavada zeytinyağını iyice kızdırın.
Midyeleri önce una, sonra çırpılmış yumurtaya bulayıp kızgın yağa atın. Unun
rengi koyu portakal rengine yaklaşınca pişmiş demektir. Midyeleri her tabağa eşit miktarda koyup
bir kenarına da taratoru koyup taze servis yapın. |
Dikkat
edilecek hususlar: Midye çok dikkat edilmesi gereken bir deniz ürünüdür. Kirli sulardan,
iskelelerin demir ve ahşap ayaklarından toplanan midyeler hiçbir tad vermeyeceği gibi sağlığa
zararlı da olabilir. Dolayısıyla midyenin muhakkak tanıdığınız bir balıkçıdan
alınması şarttır.
Midyelerin alındığı zaman taze
(en fazla bir günlük) olması lazımdır. Aksi taktirde kabarmaz.
Her ne kadar bazı kişiler midye tavaya
limon sıkıyorlarsa da tavsiye edilmez. Midye taratorla yenir. |
Soslu Karides (4 Kişilik) |
Malzeme:
Karides(iri),
24 adet 250 gr krema 1 bardak beyaz şarap 1 adet havuç 1 sap kereviz 1 baş kuru soğan 1
adet limon ½ demet maydanoz 5 çorba kaşığı un 1 bardak zeytinyağı karabiber
tuz
|
Yapılışı:
Çiğ karideslerin baş ve kabuklarını
ayıklayın, sonra karidesleri içinde limonlu su bulunan bir kaba koyup 30 dakika kadar dinlendirin. Kevgirde suları
süzüp durulayın. Una bulayıp kızgın zeytinyağında kızartın. Tavadaki yağı
süzüp bir kenara alın ve tavada kalan karideslerin üzerine şarap dökün. İnce kıyılmış havuç,
soğan, kereviz yaprağı tuz ve biberle karıştırılıp karideslere ilave dilerek 10 dakika
kadar pişirilir; bilahare karidesler bir başka tabağa alınır. Kalan karışım kuvvetli
bir ateşe oturtulup krema karıştırılarak eklenir. Biraz koyulaşınca karidesler eklenir
ve bir taşım kaynatılır.
Tabaklara dağıtıldıktan sonra
ince doğranmış maydanoz serpilerek sıcak servis yapılır. |
Karides Yahnili Makarna (4 Kişilik) |
Malzeme:
400
gr. karides 1 adet kuru soğan 1 çorba kaşığı un ½ bardak sıcak su 3 adet domates
½ demet maydanoz 175 gram makarna (spagetti) Sıvı yağ 2 çorba kaşığı kırmızı
şarap Tuz Karabiber
|
Yapılışı:
Kuru soğanı ince dilimleyin. Maydanozu
doğrayın. Domatesi küçük küpler halinde kesin.
Tavada sıvı yağı kızdırın.
Çiğden soyduğunuz karidesleri tavada soğanlarla birlikte kavurun.Üzerine un serpip tuz, biber ve domatesleri
ekleyin. Domatesler yumuşayınca şarabı ekleyin. Sıcak su ve maydanozuda ekleyip kısık ateşte
karıştırarak pişirin.
Makarnaları tuzlu suda haşladıktan
sonra kevgirde süzün. Tabaklara koyduktan sonra üzerleine karides yahniyi taksim ederek servis yapın.
Sıcak servis yapın. |
FIRIN VE IZGARALAR
Dil Kardinal (4 Kişilik) |
Malzeme:
2
ad. dil balığı (çok iri) 24 adet karides ½ su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
3 adet kuru soğan 3 diş sarımsak 3 su bardağı un 3 çorba kaşığı
krema 250 gr mantar 5 çorba kaşığı tereyağ 3 su bardağı su tuz
|
Yapılışı:
Dil balığı filetoları karides
sayısı kadar enine şeritlere bölün. Çiğ karidesleri ayıklayıp her şeridin ortasına
bir tane yerleştirin. Şeritleri rulo yapıp küçük bir kürdan parçasıyla tutturun. Rulo yaptığınız
parçaları bir toprak kaba veya borcama yerleştirin.
Tereyağını kızdırıp
unu kavurun. İnce kıyılmış soğanı ve sarmısağı ekleyip karıştırın.
Sırasıyla mantarı, suyu ve son olarak ta kremayı ekleyin. Hazırladığınız sosu
ruloların üzerine dökün.
160oC’a ısıtılmış
fırında 20 dakika pişirin. Çıkarıp üzerine kaşar rendeleri serpip tekrar pişirin. Sıcak
servis yapın.
Not:
Yemeği porsiyon toprak kaplarda yaparsanız, gerek servis ve gerekse manzara açısından daha güzel olur.
|
Hamsi Fırın (4 Kişilik) |
Malzeme:
1
kg hamsi 2 adet domates 1 adet limon sıvı yağ tuz
|
Yapılışı:
Hamsileri kafalarını kopararak ve içlerini
baş parmağınızla temizleyiniz. Kılçıklarını çıkarıp fileto haline getiriniz
ve kapatınız.
Fırın tepsisini hafifce yağlayıp
hamsileri aralarında boşluk kalmayacak tarzda bir ters, bir düz diziniz.
Domatesleri ve limonu ince halkalar halinde doğrayınız.
Balıkları tuzladıktan sonra üzerlerine domates ve limonları eşit aralıklarla diziniz.
180oC’a ısıtılmış
fırında 25-30 dakika kadar pişiriniz.
Sıcak servis yapınız.
Not:
Hamsiler fırında iken zaman zaman kurumaması için kontrol ediniz. Eğer kuruyorsa ki bu hamsilerin
yağsız olmasından kaynaklanır, üzerlerine hafifce sıvı yağ gezdiriniz. |
Kağıtta Levrek (4 Kişilik) |
Malzeme:
1
kg (2 ila 3 adet) levrek (deniz levreği) 1 çay bardağı su 1/2 çay bardağı zeytinyağı
1/2 çay bardağı beyaz şarap 1 baş kuru soğan 1 adet limon Tuz Karabiber Yağlı
kağıt
|
Yapılışı:
Balıkçıdan karnı ve pulları
temizlenmiş olarak aldığınız levrekleri tekrar kanları gidinceye kadar iyice yıkayınız
ve sularının süzülmesi için kenara koyunuz. Suyu süzülmüş levreklerin içini ve dışını tuzlayınız
karabiberleyiniz ve oda sıcaklığında 20-25 dakika kadar dinlendiriniz (marine ediniz).
Balıkları alacak büyüklükteki fırın
tepsisine, balıkların üstünü örtebilecek büyüklükte bir yağlı kağıdı seriniz. Halkalar
halinde kestiğiniz soğanları kağıdın üzerine, balıkların alt kısımlarının
kağıda temasına mani olacak tarzda diziniz. Soğanların üzerine balıkları bir ters, bir
yüz olarak yerleştiriniz. Belirtilen ölçülerdeki su, zeytinyağı ve beyaz şarabı balıkların
üzerine dökünüz. Bir adet limonu sıkıp suyunu tepsiye ilave ediniz (İsteyenler limonu dilimler halinde kesip
balıkların üzerine de yerleştirebilirler). Tekrar tuz ve kararınca karabiber serpip balıkların
üstünü, hava almayacak tarzda yağlı kağıt ile kapatınız.180oC’a kadar ısıtılmış
fırına tepsiyi sürünüz. Pişme süresi balıkların büyüklüğüne bağlı olup yaklaşık
45 dakikadır. Balıkların piştiğini yağlı kağıdın hafifçe kavrulmaya başlaması
ile anlayabilirsiniz.
Sıcak servis yapınız. Yanında
kalite beyaz şarap en uygun içecektir.
Bu
yemeğe uygun diğer balıklar: Kofana, minekop |
Kağıtta Palamut (4 Kişilik) |
Malzeme:
2
adet palamut 4 adet kuru soğan 8 diş sarımsak 4 adet domates 1 demet maydanoz 8 adet defne
yaprağı 4 çorba kaşığı zeytinyağı Tuz Karabiber 8 adet yağlı
kağıt
|
Yapılışı:
Palamutları ayıplayıp kafa ve kuyruklarını
ayırdıktan sonra fileto çıkarınız. Yağlı kağıtları ikişer ikişer üst
üste koyduktan sonra her yağlı kağıda bir adet filetoyu yerleştiriniz. Üzerine halka halka kesilmiş
soğan, dilimlenmiş ve çekirdeği çıkarılmış domates, soyulmuş sarımsak ve çekirdekleri
çıkarılıp uzunlamasına dilimlenmiş yeşil biberleri ve defne yapraklarını yerleştiriniz.
Tuz, biber ve zeytinyağını (balık başına 1 kaşık) ekleyip kağıtları
sıkıca kapatınız. 160oC’a ısıtılmış fırında 30 dakika pişiriniz.
Sıcak servis yapınız.
Bu
yemeğe uygun diğer balıklar: Kofana, minekop, çipura,karagöz, tekir, barbunya, kalan (dilimlenmiş)
|
Lüfer Izgara (4 Kişilik) |
Malzeme:
1
kg lüfer Tuz Karabiber Zeytinyağı
|
Yapılışı:
Lüferleri balıkçınızdan ayıklanmış
olarak alınız, çünkü lüfer pullu bir balık olup ayıklanması, özellikle etrafı kirletmeden ayıklanması
oldukça zordur. Eğer bütün olarak almışsanız ayıklama işlemi şu şekilde yapılmalıdır:
Pulların kolay kazınması için önce
balıkları iyice yıkayın. Pulları kuyruktan başa doğru önce bıçak sırtı bilahare
bıçağın keskin tarafı ile ayıklayın. Solungaçlarını yaka tarafından çekerek ve
balığı hırpalamadan çıkarın. Karnını yararak bağırsaklarını çıkarın,
karnını iyice yıkayın ve süpürge gibi bir şey ile karındaki siyah derileri temizleyin. Balık
iriyse (3 adet, 1 kilo) yan taraflarını kuyruktan başa doğru bıçak ile çizin.
Balıkların karın kısmına
hafifce tuz ve karabiber, derisine ise yalnız tuz sürüp 20 dakika kadar bekletin (marine edin). Izgara yapılacağı
zaman üzerine hafifçe zeytinyağı sürüp hazırlamış kömür ateşinin üzerinde tel ızgara ile
(ateşten 5 ila 6 cm yukarda) pişirin.
Notlar:
1.
Lüfer familyası, iriliğine göre 5 değişik cinsten oluşur: Yaprak, Çinekop,
Sarı kanat, Lüfer ve Kofana. Bunlardan yaprak çok küçük olup yakalanması dahi günahtır. Çinekop ise, yaklaşık
20-25 adeti bir kilo gelen küçük balık olup daha çok tava için uygundur. Kofana ise familyanın en büyük balığıdır,
ızgara için fazla büyüktür; daha çok buğulama ve benzeri yemeklere gider. Izgara için en uygun olanları lüfer
ve sarıkanattır.
2.
Lüferin en iyi mevsimi Eylül sonu ile Ocak ortasıdır. Bu mevsimde yapılan lüfer
ızgaraya (eğer Boğaz veya Karadeniz lüferi ise) zeytinyağı sürmek gerekmez.
3.
Izgara kömür ateşi yerine, ızgaraya ayarlanmış fırında kapak açık
olarak ta yapılır. Kömür ateşi gibi olmamakla beraber yine de tadı çok güzel olur.
4.
Bazı kişiler, solungaçları çıkardıktan sonra balığn karnını
yarmadan temizlemeyi tercih ederler. Bu durumda karnına maydanozlu soğan piyazı doldurarak ta ızgara yapabilirsiniz.
Bu
yemeğe uygun diğer balıklar: Sarıkanat |
Fırında Palamut (4 Kişilik) |
Malzeme:
2
adet palamut 2 adet domates 1 adet limon 2 adet çarliston biber (veya acı olmayan yeşil sivri biber)
Sıvı yağ Tuz Karabiber
|
Yapılışı:
Palamutların bağırsakları temizlenip
çıkarıldıktan sonra kafaları ve kuyrukları kesilerek ayrılır. Balık, bir tarafı
kılçıklı, diğer tarafı kılçıksız olmak üzere fileto olarak ikiye ayrılır.
İyice yıkandıktan sonra hafifce tuzlanır ve biberlenir. Bir kenerda 20 dakika kadar dinlendirilir.
Balıkları alacak bir tepsi yağlandıktan
sonra palamutlar derili kısımları tavaya gelecek tarzda yerleştirilir. Üzerlerine çekirdekleri çıkarılmış
ve halkalar halinde kesilmiş domates, halka halinde kesilmiş limon ve soğan yerleştirilir. Çekirdekleri
çıkarılmış ve uzunlamasına kesilmiş biberler de yerleştirilir. Orta hararetli (yaklaşık
180-200oC) fırında 45-50 dakika pişirilir.
Sıcak servis yapılır.
Not:
Aynı yemek alaturka kiremit üzerinde de yapılabilir.
Bu
yemeğe uygun diğer balıklar: Çingene palamutu | |
erdalceylan22@mynet.com
|
 |
|
 |
|
 |
|
|